
İş sağlığı ve güvenliği, çalışanların mesleki risklere karşı korunması ve bu risklere karşı alınacak önlemlerin bütününü ifade eder. Zaman içinde hızla değişen ileri teknolojinin çalışma ortamında meydana getirdiği çeşitli riskler, gerek devletleri ve gerekse işçi/işveren örgütlerini iş sağlığı ve güvenliği konusunda ileri önlemler almaya yöneltmekte ve bu alanda işverene önemli borçlar yüklemektedir. İşverenin gözetim borcunun içinde çalışanın sağlığını ve güvenliğini koruma şeklindeki bir alt borcu bulunmaktadır.
İşverenlerin 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre; gerekli her türlü önlemi alma, denetleme, çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini verme, bilgilendirme, işyerinde risk değerlendirmesi yapma, işyerinde gerekli araç ve gereç temin etme, çalışanların sağlık gözetimini yerine getirme ve iş kazasını ve meslek hastalığını bildirerek kayıtlarını tutma yükümlülükleri bulunmaktadır.
GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALMA
İşverenler, bilim ve teknik gelişmelerin gerekli kıldığı tüm önlemleri almakla yükümlüdürler. Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2007 yılında verdiği bir kararda; işverenin “objektif özen yükümlülüğünden” söz edilmiştir. Yargıtay kararlarına göre, işverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler ve yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve işçilere gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimi vermek zorundadırlar. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 4. maddesinde işverenlerin yükümlülükleri sıralanmıştır.
Buna göre, işveren;
• mesleki risklerin önlenmesi,
• eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması,
• iş sağlığı organizasyonun yapılması,
• gerekli araç ve gereçlerin sağlanması,
• sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hâle getirilmesi,
• mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.
Yargıtay, işverenin gerekli önlemleri alma yükümlülüğünün belirtilen kuralların dışında, hayatın olağan akışı içinde oluşabilecek tehlike giderici çalışmaları da kapsayacağını kabul etmektedir. Bir kararında; “Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasının zorunlu kılmaktadır.’’ şeklinde beyan etmiştir. İşverenlerin önlem alma yükümlülüğünün sınırı, bilim ve teknolojinin ulaştığı son noktadır.
İşverenin tedbirleri alması için gereken ekonomik güce sahip olmadığını ileri sürmesi, işinde tecrübesiz olduğunu, bilimsel ve teknik gelişmeleri bilmediğini, yeni yöntemlerin izlenmesinin ve uygulanmasının özel uzmanlık gerektirdiğini, çoğu işyerinde bu önlemlerin alınmadığını ileri sürmesi, işverenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
DENETLEME
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 4. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca işveren; “İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.”
Uygulamada sıklıkla görülen işverenlerin; kişisel koruyucu malzemeleri sağladığı ancak işçilerin iş kazaları veya meslek hastalıklarını önleyebilecek işbu malzemeleri kullanmaktan kaçındığı görülmektedir. İşverenler bu malzemeyi bulundurmakla yetinmeyecek, bunların kullanılmasını da denetleyecek, gerekirse yaptırım (disiplin cezası) uygulamak suretiyle kullanılmasını sağlayacaklardır. Nitekim Yargıtay da kararlarında; “İşveren bu tür işlerde çalıştırdığı işçisi için işyerinde baret bulundurmakla yetinemez. Bu bareti sürekli olarak vermek ve verdiği baretin işçi tarafından kullanıldığını denetlemekle yükümlüdür.” denilmektedir. İşverenin iş güvenliği önlemlerini almakta direnen işçilerine karşı uyarıdan işten çıkarmaya kadar giden disiplin cezalarını uygulayabilmesi de mümkündür.
EĞİTİM VERME
İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin temel amacı, iş sağlığı ve güvenliği bilincinin oluşturulması, işçinin karşılaşabileceği mesleki riskler ve alınması gerekli önlemlerin öğretilmesidir. İş sağlığı ve güvenliği eğitimleri yasal bir zorunluluktur. Eğitimde öğrenme hedefleri, tercih edilen çalışma ya da beceri biçimini ve gözlemlenebilir davranışı ortaya koymalıdır. Eğitimin diğer bir amacı da doğru ve güvenli alışkanlıkları geliştirmektir. Eğitim sunumunun adayların değerleri ve öğrenme biçimlerine göre ayarlanması gerekmektedir.
İş sağlığı ve güvenliğinin sağlanabilmesi için iş güvenliği bilincinin oluşturulması gerekmektedir. Bu nedenle, iş sağlığı ve güvenliği konusunda; çalışanlar, ilgili işveren, işveren-vekillerinin, işyeri hekimlerinin, iş güvenliği uzmanlarının, diğer sağlık personelinin, işyeri çalışan temsilcilerinin, işyeri sendika temsilcilerinin eğitilmeleri gerekmektedir.
İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin ayrıntılarını düzenleyen Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik (İSGEYÖN) 15.05.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
İşveren, çalışanlara asgari konuları içerecek şekilde iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin verilmesini sağlar. Bu eğitimler çalışanın işverenle hukuki ilişkisinin niteliğine, sözleşmesinin türüne, az tehlikeli bir işyerinde olup olmadığına bakılmaksızın tüm çalışanlara verilir. İşveren çalışanların, işyerinde çalışmaya başlamadan önce başlayacağı iş ve işyerine özgü riskler ile korunma önlemlerini içeren konularda öncelikli olarak eğitilmesini sağlar.
Eğitimler, değişen ve ortaya çıkan yeni riskler de dikkate alınarak çok tehlikeli işyerlerinde yılda en az bir, tehlikeli işyerlerinde iki yılda en az bir, az tehlikeli işlerde en az üç yılda bir kez tekrarlanır. Temel eğitim az tehlikeli sınıf için 8 saat, tehlikeli sınıf için 12 saat, çok tehlikeli sınıf için 16 saat olarak belirlenmiştir. Bu eğitim uzaktan eğitim metoduyla verilemez. İşyerinde on beş yaşını bitirmiş ancak on sekiz yaşını doldurmamış genç çalışanlar, yaşlı, engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel grupların özellikleri dikkate alınarak gerekli eğitimler verilmelidir.
Buna göre, bu eğitim özellikle;
• İşe başlamadan önce,
• Çalışma yeri ve iş değişikliğinde,
• İş ekipmanlarının değişmesi hâlinde,
• Yeni teknoloji uygulanması hâlinde, yapılır.
İş kazası geçiren veya meslek hastalığına yakalanan çalışana işe başlamadan önce söz konusu kazanın veya meslek hastalığının nedenleri, korunma yolları ve güvenli çalışma yöntemleri ile ilgili ek eğitim verilir. Ayrıca herhangi bir nedenle altı aydan fazla süre ile işten uzak kalanlara, tekrar işe başlatılmadan önce bilgi yenileme eğitiminin verilmesi gerekir. Çeşitli eğitim türlerini vermek işverenin görevleri arasındadır.
Çalışanlar, uygulamaya konulan iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerine katılmak, eğitimlerde edindikleri bilgileri yaptıkları işlerde uygulamak ve bu konudaki talimatlara uymak durumundadırlar. Eğitimlerde geçen süre çalışma süresinden sayılır. Eğitim sürelerinin haftalık çalışma süresinin üzerinde olması hâlinde, bu süreler fazla sürelerle çalışma veya fazla çalışma olarak değerlendirilir. Eğitimlerin maliyeti ise çalışanlara yansıtılamaz.
Eğitimi verebilecek kişi ve kuruluşlar
MADDE 13 – (Değişik:RG-24/5/2018-30430)
(1) Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri;
a) İşyerinde sağlık ve güvenlik hizmetini yürüten iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri,
b) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi,
c) Üniversiteler ile kamu kurum ve kuruluşlarının eğitim birimleri,
tarafından eğiticilerin uzmanlık alanının Ek-1’de yer alan konulara uygun olması kaydıyla verilir.
(2) Ayrıca çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri aşağıda sayılan kurum ve kuruluşlar tarafından da verilir:
a) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları.
b) İşçi, işveren ve kamu görevlileri kuruluşları veya bu kuruluşlarca kurulan eğitim vakıfları ve ortaklaşa oluşturdukları eğitim merkezleri.
c) Bakanlıkça yetkilendirilmiş eğitim kurumları.
ç) Çalışanlara ücretsiz eğitim hizmeti veren ve kamu yararına kuruluş statüsüne haiz, eğitim amaçlı kurulmuş vakıflar.
(3) İkinci fıkrada belirtilen kurum ve kuruluşlar bu eğitimleri bünyelerinde görevli; işyeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanlığı eğitici belgesine veya iş güvenliği uzmanlığı belgesine veya işyeri hekimliği belgesine sahip kişiler aracılığı ile verebilirler. Eğiticilerin uzmanlık alanının Ek-1’de yer alan konulara uygun olması şartı aranır.
ÇALIŞANLARI BİLGİLENDİRME
İşveren çalışan ve çalışan temsilcilerini işyerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik riskleri, koruyucu ve önleyici tedbirler, kendileriyle ilgili yasal hak ve sorumluluklar, ilk yardım, olağan dışı durumlar, afetler ve yangınla mücadele ve tahliye işleri konusunda görevlendirilen kişiler hakkında bilgilendirmek zorundadır. Ayrıca işverenler ciddi ve yakın tehlikeye maruz kalan veya kalma riski olan bütün çalışanlarını, tehlikeler ve bunlardan doğan risklere karşı alınmış ve alınacak önlemler hakkında derhal bilgilendirmelidir.
İşveren, risk değerlendirmesine, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili koruyucu ve önleyici tedbirler, ölçüm, analiz, teknik kontrol, kayıtlar, raporlar ve teftişten elde edilen bilgilere, destek elemanları ile çalışan temsilcilerinin ulaşmasını sağlamakla yükümlüdür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir kararında; işçiyi iş güvenliği konusunda bilgilendirmeyen, gerekli eğitimi vermeyen işvereni, denetim görevini de belirtmek suretiyle iş kazasının oluşumundan sorumlu tutmuştur. Başka bir kararda; “İş güvenliği önlemlerini alma, kişisel güvenliği sağlama konusunda inisiyatifini tek başına işçiye bıraktığı, çalışan ortam nedenleriyle oluşan tehlikeler konusunda yeterli bilgi verilmediği görülmektedir.” ifadesi yer almaktadır. Mahkeme, iş sağlığı, iş güvenliği ve yapılmakta olan iş nedeniyle işçinin eğitimi, bir kısım mevzuatı, hükümlerini içerir belgelerin sadece kendilerine verilmesini değil; eylemli olarak bu bilgilerin aktarımı ve öneminin kavratılmasının önemine vurgu yapmıştır.
GEREKLİ ARAÇ-GEREÇ TEMİN ETME
Gerekli araç ve gereci temin etme yükümlülüğü, her işyerinde özel değerlendirilmesi gerekmektedir. Tüm işyerleri için ortak birtakım araç ve gereçlerin bulundurulması zorunluluğu olmasına rağmen, gürültülü bir işyerinde bulundurulması gereken araç ve gereçler ile kanserojen madde üretiminin yapıldığı işyerinde bulundurulması gereken araç ve gereçler birbirinden farklıdır. Bu nedenle her iş kolu için düzenlenen yönetmelik hükümlerinde o işyerlerinde bulundurulması gereken ve işçilerin sağlığı ve güvenliği için önemli olan araç ve gereçler belirtilmiştir. İşveren, gerekli eğitimi verdiğini ve çalışanları düzenli denetlediğini ileri sürse bile, işçinin sağlığı için gerekli olan gözlüğü veya kulak tıkacını çalışanına temin etmemişse oluşabilecek kaza veya hastalıktan sorumludur.
RİSK DEĞERLENDİRMESİ YAPMA
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda yer alan önemli düzenlemelerden biri de işverenlere işyerlerinde risk değerlendirmesi yapma zorunluluğunun getirilmiş olmasıdır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre, risk değerlendirmesi; “işyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmaları” ifade eder.
İşveren, çalışma ortamının ve çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlama, sürdürme ve geliştirme amacıyla risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır. Risk değerlendirmesi yaparken belirli risklerden etkilenecek çalışanların durumu, kullanılacak iş ekipmanı ile kimyasal maddelerin seçimi, işyerinin tertibi ve düzeni, genç, yaşlı, engelli, gebe ve emziren çalışanlar gibi özel gruplar ile kadın çalışanların durumu dikkate alınır. Risk değerlendirmesinin yapılmış olması, işverenin işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
Risk değerlendirmesi ekibinde, işveren veya işveren vekili, iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimleri, çalışan temsilcileri, destek elemanları, işyerindeki bütün birimleri temsil edecek şekilde belirlenen ve tehlike kaynakları ile riskler konusunda bilgi sahibi çalışanlar yer alır. Belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olmayan ancak 50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyeri işverenleri veya işveren vekili tarafından Bakanlıkça ilan edilen eğitimleri tamamlamak şartıyla işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler hariç iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütebilirler.
Büyük endüstriyel kaza oluşabilecek işyerleri, işverence hazırlanan kaza önleme politika belgesi veya güvenlik raporunun içerik ve yeterliliğinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının incelenmesinden sonra işletmeye açılabilir. Söz konusu işyerlerinde bu belge veya raporlarda değerlendirilmiş riskler, yönetmelik uyarınca yapılacak risk değerlendirmesinde dikkate alınarak kullanılır.
Yapılmış olan risk değerlendirmesi, tehlike sınıfına göre; çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli işyerlerinde sırasıyla en geç iki, dört ve altı yılda bir yenilenir. Ayrıca işyerinde belirtilen yeni risklerin ve değişikliklerin ortaya çıkması hâlinde risk değerlendirmesinin tamamen veya kısmen yenilenmesi gerekir.
SAĞLIK GÖZETİMİNİ YERİNE GETİRME
İşveren, çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlar. Her şeyden önce işveren çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne almak ve işe girişinde sağlık muayenesinin yapılmasını sağlamak zorundadır. Sağlık gözetimi hem meslek hastalıklarının önlenmesi hem de iş kazalarının azalmasıyla doğrudan bağlantılıdır. Örneğin, periyodik sağlık kontrolleri sonucunda hipertansiyonu olduğu belirlenen bir çalışanın inşaat iskelelerinde olduğu gibi yüksekte çalışmasına müsaade edilmemelidir. Aynı şekilde tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde çalışacaklar, mesleki eğitim almadan çalıştırılamayacakları gibi yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan da işe başlatılamazlar. Sağlık muayenesinin çalışanların iş değişikliğinde de yapılması gerekmektedir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre, işin devamı süresince de çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre düzenli aralıklarla sağlık muayenelerinin yapılması zorunludur. Yapılacak periyodik muayenelerle saptanacak meslek hastalığının zamanında tedavisi sağlanabilecek ve işveren gözetme borcu gereği çalışana sağlık durumuna uygun bir iş verecektir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre alınması gereken sağlık raporları, işyeri sağlık ve güvenlik biriminde veya hizmet alınan ortak sağlık ve güvenlik biriminde görevli olan işyeri hekimi tarafından verilir. Sağlık raporları, 50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için çalışan sağlığı merkezleri (ÇASMER), kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden de alınabilir. Raporlara itirazlar Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hakem hastanelere yapılır, verilen kararlar kesindir.
İŞ KAZASINI VE MESLEK HASTALIĞINI BİLDİRME VE KAYITLARINI TUTMA
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun l4. maddesinin 2. fıkrası gereğince işveren iş kazalarını kazadan sonraki üç işgünü içinde; sağlık hizmet sunucuları ile işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını da üç işgünü içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir. İş kazasının meydana geldiği gün üç iş günlük süreye dâhil değildir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu işverene iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutma, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenleme yükümlülüğü getirmiştir. Bu kayıtlar işverene işyerinde meydana gelen iş kazaları ve meslek hastalıkları konusunda bilgi verecek böylece alınması gereken önlemleri daha isabetli bir biçimde belirleyebilecektir.
Sağlık gözetiminden doğan maliyet ve bu gözetimden kaynaklı her türlü ek maliyet işverence karşılanır, çalışana yansıtılmaz. Sağlık muayenesi yaptırılan çalışanın özel yaşamı ve itibarının korunması açısından sağlık bilgileri gizli tutulur.
İşveren sadece meydana gelen iş kazalarını değil, çalışanı zarara uğratabilecek ya da işyeri veya iş ekipmanını zarara uğratan veya uğratabilecek olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenlemek zorundadır.
İŞYERİNİN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONUSUNDA ÖRGÜTLENMESİ
İş sağlığı ve güvenliği önlemleri almak, bunları denetlemek, işçileri bilgilendirmek ve gerekli eğitimi vermek, tüm işverenler için getirilmiş bir yükümlülük olmasına karşılık, işyeri organizasyonu kurmak belirli nitelikteki işyerleri için getirilmiştir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu
İşverenin çalışanı koruma borcu olarak da adlandırılan çalışanı gözetme borcu kapsamında, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda hükümler mevcuttur. Altı aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı ve en az elli çalışanın çalıştığı işyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu kurulması öngörülmüştür.
İşverenin en önemli yükümlülüklerinden biri, işyerinin iş sağlığı ve güvenliği konusunda örgütlenmesidir. Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde işveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere kurul oluşturur. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun kurul kararlarını uygular.
Sanayi, ticaret veya tarım işlerinden sayılan işleri yapan işverenler ya da kamu kesimi işverenleri diğer deyişle elli ve daha fazla çalışanı bulunan tüm işyerleri bu kurulları oluşturmak zorundadır. İş sağlığı ve güvenliği kurulu, işveren veya işveren vekili, iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi, insan kaynakları, personel, sosyal işler veya idari ve mali işleri yürütmekle görevli bir kişi, bulunması hâlinde sivil savunma uzmanı, bulunması hâlinde formen, ustabaşı veya usta, çalışan temsilcisi, birden çok çalışan temsilcisi olması hâlinde baş temsilciden oluşur.
Kurulun başkanı işveren veya işveren vekili, kurulun sekreteri ise iş güvenliği uzmanıdır. İş güvenliği uzmanının tam zamanlı çalışma zorunluluğu olmayan işyerlerinde kurul sekreteryası, insan kaynakları, personel, sosyal işler veya idari ve mali işleri yürütmekle görevli bir kişi tarafından yürütülür. İş sağlığı ve güvenliği kurulunun oluşturulması yeterli olmayıp kurul üyelerinin iş sağlığı ve güvenliği konularında bilgi sahibi olmaları da gerekir. Kurul üyelerinin bu konuda eğitimi, işveren tarafından sağlanır.
İş sağlığı ve güvenliği kurulunun görevleri;
• iş sağlığı ve güvenliği iç yönergesini oluşturmak,
• çalışanlara yol göstermek,
• tehlike ve alınacak önlemleri belirlemek,
• meydana gelen her iş kazası ve potansiyel tehlikeler konusunda araştırma ve inceleme yapmak,
• alınması gereken önlemleri saptamak,
• iş sağlığı ve güvenliği eğitimini planlamak ve uygulanmasını izlemek,
• bakım ve onarım çalışmalarında gerekli güvenlik önlemlerini planlamak,
• yangın, doğal afet vb. dış tehlikelere karşı önlemleri değerlendirmek, yıllık rapor hazırlamak,
• çalışanların çalışmaktan kaçınma hakkı ile ilgili talepleri konusunda acilen karar vermek,
• işyerinde teknoloji, iş organizasyonu, çalışma koşulları, sosyal ilişkiler, çalışma ortamı ile ilgili tüm faktörleri göz önünde tutan genel bir önleme politikası geliştirmektir.
Kurul üyelerinin bu görevleri yapmalarından dolayı hakları kısıtlanamaz, kötü davranış ve işleme maruz kalamazlar. İş sağlığı ve güvenliği kurulları belirtilen görev ve yetkileri yanında bazı yükümlülüklerle de karşı karşıyadırlar. Kurullar iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması amacıyla yapacakları önerilerde ve verecekleri kararlarda işyerinin durumunu ve işverenin olanaklarını göz önünde tutacaklardır.
Kurulun en önemli görevi, yakın, acil ve hayati bir tehlike ihtimali olduğunda durumu değerlendirip gerekli önlemlerin alınması konusunda karar vermesidir. Kurulun işçinin talebi yönünde karar vermesi hâlinde işçi, gerekli iş sağlığı ve güvenliği tedbiri alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. İşçinin çalışmaktan kaçındığı dönem içinde ücreti ve diğer hakları saklıdır.
İş Güvenliği Uzmanı Çalıştırmak
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun getirdiği önemli bir yenilik de iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğunun tek kişilik işyerleri için bile mecburi olmasıdır. Daha önce altı aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı en az elli çalışanı olan ve sanayiden sayılan işyerlerinde iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu varken artık tek bir çalışanı olan işyerleri için bile iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu vardır. Üstelik bu işin yapıldığı işyerinin artık sanayiden sayılan işyeri olması da şart değildir. Hizmet sektöründe veya tarım ve orman işlerinde de iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu vardır. Tarım işinin İş Kanunu kapsamında olup olmamasının da önemi yoktur.
Mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunmaya yönelik çalışmaları da kapsayacak, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması için işveren, gerekirse çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirebilir.
İş güvenliği uzmanı “Usul ve esasları yönetmelikle belirlenen iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip, Bakanlık ve ilgili kuruluşlarında çalışma hayatını denetleyen müfettişler ile mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanı” ifade eder. Teknik elemanlar ise teknik öğretmenler, fizikçi, kimyager ve biyologlar ile üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği lisans veya önlisans programı mezunları olarak tanımlanmıştır.
İş güvenliği uzmanı olmak isteyen ve uygun diplomaya sahip kişilerin İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü (İSGGM) tarafından yetkilendirilmiş olan eğitim kurumlarından C sınıfı eğitim almaları, stajlarını tamamlamaları ve yapılacak sınavda başarılı olmaları halinde uzmanlık belgeleri Genel Müdürlükçe verilecektir.
İşveren, çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi, on ve daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde diğer sağlık personeli görevlendirir. Çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirebilir. Ancak belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması hâlinde, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak bu hizmetin yerine getirilmesini kendisi üstlenebilir. Belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olmayan ancak 50 kişiden az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyeri işverenleri veya işveren vekili tarafından Bakanlıkça ilan edilen eğitimleri tamamlamak şartıyla işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler hariç iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütebilirler. Öğrenci statüsünde olan çırak ve stajyerler, çalışanlar sayısının toplamına dâhil edilmez.
İş güvenliği uzmanlığı eğitimine katılan ve yapılacak sınavda başarılı olan mühendis, mimar ve teknik elemanlara düzenlemelere uygun olarak (A), (B) ve (C) sınıfı iş güvenliği uzmanlığı belgesi İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından verilir.
İşveren ile iş güvenliği uzmanı arasındaki hukuki ilişki kural olarak iş sözleşmesine dayandığından iş güvenliği uzmanı işçi statüsündedir. Bu nedenle iş mevzuatından doğan işçilere ilişkin tüm hak ve yükümlülükler iş güvenliği uzmanlarına da uygulanır. İş güvenliği uzmanlarının ücret ve çalışma koşulları iş mevzuatının mutlak ve nispi emredici kurallarına aykırı olmamak koşuluyla taraflar arasında serbestçe kararlaştırılır.
İş güvenliği uzmanının görevleri:
• işyerinde genel olarak iş sağlığı ve güvenliğinin yapılandırılması, yönlendirilmesi konusundaki görüşlerini bildirmek,
• gerekli özeni göstererek iş güvenliğine ilişkin tehlikeleri belirlemek,
• bunların önlenmesi için her bakımdan alınması gereken önlemler konusundaki önerilerini (işçilere değil) muhatap oldukları işverene veya onun bu konuda yetkili kıldığı kişilere yani işveren vekillerine iletmektir.
İş güvenliği uzmanlarının danışmanlık ve rehberlik işlevleri gereği işyerinde iş güvenliği önlemlerinin alınması konusunda herhangi bir sorumlulukları yoktur. Onların görevi sadece, teknik olarak mevzuata ve iş sağlığı ve güvenliğine uygun olarak görüş, öneri ve tavsiyelerini işverene ve işveren vekillerine iletmektir. Eksiklik ve aksaklıkların düzeltilmesinden, tedbir ve tavsiyelerin yerine getirilmesinden işveren sorumludur. İş güvenliği uzmanları danışmanlık ve rehberlik çerçevesindeki görevlerini yerine getirmekte kusurlu davranırlarsa, işverene karşı sorumlulukları söz konusu olur.
İşyeri Hekimi Çalıştırmak
İşyerinin iş sağlığı ve güvenliği açısından örgütlenmesinin en önemli unsurlarından biri de işyeri hekimliğidir. İşyeri hekimi, “iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, işyeri hekimliği belgesine sahip hekim” olarak tanımlanmıştır. Diğer sağlık personeli ise iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinde görevlendirilmek üzere Bakanlıkça belgelendirilmiş hemşire, sağlık memuru, acil tıp teknisyeni ve çevre sağlığı teknisyeni diplomasına sahip olan kişiler ile Bakanlıkça verilen işyeri hemşireliği belgesine sahip kişilerdir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre işveren, çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve on ve daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde diğer sağlık personeli görevlendirir. Çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden veya ÇASMER’lerden hizmet alarak yerine getirebilir. Ancak belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması hâlinde, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak bu hizmetin yerine getirilmesini kendisi üstlenebilir. Belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olmayan ancak 50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyeri işverenleri veya işveren vekili tarafından Bakanlıkça ilan edilen eğitimleri tamamlamak şartıyla işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler hariç, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütebilirler.
İşveren ile işyeri hekimi arasındaki hukuki ilişki iş sözleşmesine dayandığından hekim işçi statüsündedir. Yargıtayın kararına göre işyeri hekimi ile işveren arasındaki iş sözleşmesi süreklilik arz ettiğinden kural olarak belirsiz sürelidir. İş mevzuatından doğan işçilere ilişkin tüm hak ve yükümlülükler işyeri hekimlerine de uygulanır. İşyeri hekiminin ücret ve çalışma koşulları diğer işçiler gibi emredici kurallara aykırı olmamak koşuluyla taraflar arasında serbestçe kararlaştırılır.
İşyeri hekimi ve işveren ilişkisinde, işverenin yönetim hakkı mesleğin özellikleri nedeniyle sınırlandırılmıştır. İşyeri hekimleri iş görme edimlerini mesleki bağımsızlık içinde yerine getirirler. İşçilerin sağlığını ilgilendiren konularda kimseden emir ve talimat almaz, mesleki açıdan özgür bir biçimde hareket ederler.
İşyeri hekimlerinin görevleri:
• iş sağlığı ve güvenliği konusunda rehberlik ve danışmanlık,
• risk değerlendirilmesine katılma,
• sağlık gözetimi,
• çalışanlara eğitim verilmesi,
• bilgilendirme ve kayıt, ilgili birimlerle işbirliği başlıkları altında ayrıntılı olarak belirlenmiştir.
İşveren tarafından işyeri hekimi olarak görevlendirilecekler işyeri hekimliği belgesine sahip olmak zorundadır. Aynı şekilde diğer sağlık personelinin de geçerli belgeye sahip olması gerekir.
İşyeri hekimleri işyerinde tedavi hizmetleri dışında kalan görevleri yerine getirirler. Hastalıkların tedavisi hizmetleri Sosyal Güvenlik Kurumuna bırakılmıştır. Bu nedenle, işyeri hekiminin işyerindeki işlevini sadece hasta muayenesi ile sınırlayan uygulamalar işyeri hekimliğinin amaçlarına ve mevzuat hükümlerine ters düşer. Mevzuata uygun olarak tedavi hizmetleri Sosyal Güvenlik Kurumuna bırakılmalı, işyeri hekimleri İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve ilgili mevzuat ile kendisine verilen koruyucu ve önleyici iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yerine getirmelidir.
İşyeri hekimleri yönetmelikte belirtilen görevlerini yaparken işin normal akışını mümkün olduğu kadar aksatmamak ve verimli bir çalışma ortamının sağlanmasına katkıda bulunmak, işverenin meslek sınırları, ekonomik ve ticari durumları hakkındaki bilgiler ile çalışanın kişisel sağlık dosyasındaki bilgileri gizli tutmakla yükümlüdürler.
İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimi
İşyeri sağlık ve güvenlik birimi, işyerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere kurulan gerekli donanım ve personele sahip olan birimi ifade eder. Kanunda belirlenen ve işverenlerce uyulması gereken çalışma süreleri nedeniyle işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının tam süreli olarak görevlendirilmesi gereken durumlarda, işveren bir işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurmak zorundadır.
Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi ve Çalışan Sağlığı Merkezi
İşveren, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yerine getirmek için çalışanları arasından birilerini görevlendirebileceği gibi, çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde, işyeri dışından bu nitelikleri taşıyan kişilerden ya da bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik (OSGB) veya çalışan sağlığı merkezlerinden (ÇASMER) hizmet alarak da gerçekleştirebilir.
Ortak sağlık ve güvenlik birimi; kamu kurum ve kuruluşları, organize sanayi bölgeleri ile Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından, işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere kurulan gerekli donanım ve personele sahip olan ve Bakanlıkça yetkilendirilen birimi ifade eder. Çalışan sağlığı merkezi ise Sağlık Bakanlığına bağlı, işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri sunmak üzere bu Kanun kapsamında Bakanlıkça yetkilendirilen, gerekli donanım ve personele sahip birimi ifade eder.
İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. İşveren işçiyi gözetme borcundan ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunundan doğan sorumluluklarını yaptığı sözleşme ile ortak sağlık ve güvenlik birimine veya çalışan sağlığı merkezine devredemez. Ortak sağlık ve güvenlik birimi kurulabilmesi ve hizmet sunabilmesi için tam süreli iş akdiyle en az bir işyeri hekimi, bir iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli istihdamı zorunludur.
Davalarınızda uzman iş avukatından yardım almak hukuki açıdan sizi koruyacaktır. Detaylı bilgi için bize ulaşabilirsiniz.
Bu sitede yer alan yazılar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan kaynaklı herhangi bir sorumluluğumuz bulunmamaktadır.